4 Temmuz 2013 Perşembe

Edremit'in Cumhuriyet Lokantası (1923)


                Batı ülkelerinde sanayi ve finans kurumları da yeme içme işletmeleri de kuruluşları yüzyılı aşan işyerleridir. Hem kurumsaldırlar ve hem de ürün ve hizmetleri çok kalitelidir. Örneğin, Londra’nın bir ara sokağında kumaş ticareti yapan küçük bir işletmenin camında 1800’lü yıllarda kurulduğu yazılıdır.

                Ülkemizin yüzyıldan yaşlı kuruluşları sınırlı sayıdadır. Genelde de helva ve şekerleme ile birkaç sanayi firması bu gruba girmektedir. Örnek vermek gerekirse; Hacı Bekir (1777), Şekerci Cafer Erol (1807), Tanınmış Helvacı (1875), Cemilzade (1883), Komili (1878) ve Zeytinoğlu (1847) sayılabilir.

                Sanayileşmeye Cumhuriyetten sonra başlayan Türkiye’nin bir lokantası da yüzyıla doğru başarıyla ilerliyor: Cumhuriyet Lokantası - Edremit. Gurme yazarlarının bir süredir örgüyle sözünü ettiği Cumhuriyet, geleneksel Türk yemeklerini olağanüstü tatlarıyla sunuyor. Lokanta’nın yemeklerinin yanı sıra masalarındaki beyaz örtüler hemen dikkati çekiyor. Hele güler yüzlü garsonları ve sessizliği ile değişik bir atmosferi olduğunu anlamak mümkün. Yemeklerde de yerel malzemeleri kullanıyorlar, tıpkı Michelin restoranları gibi.

                Cumhuriyet, Cumhuriyetimizle yaşıt bir lokanta. Önceleri meyhane olarak işletilirken 1987’de içki servisi –müşterileri deniz kenarına kaçtığından- kaldırılmış. Gurme deyimiyle Osmanlı’nın ya da geleneksel Türk mutfağının onlarca yemeğini tatmak mümkün. Yemeklerde Balıkesir ve yöresinin etleri ve sebzeleri kullanılıyor. Birçok yemek “zeytinyağlılar başta olmak üzere” yerel en iyi zeytinyağı ile yapılıyor. Böyle olunca da yemeklerin lezzet ve tadı zirve yapıyor.

                Bugünlerde yolu Edremit’e düşen ünlü gurme Deniz Erbil’e göre elbasan tava ve dönerin eşine rastlamak mümkün değil. Günde yaklaşık 40 yemeğin pişirildiği Cumhuriyet Lokantası’nda ben ve konuklarım döner ve incik denedik. Döner, gerçekten de etin ve terbiyesinin etkisiyle olağanüstü lezzetliydi. İncik ise kemiğine dokunulduğunda dağılıyor ve ağızda eriyordu. Kuzu eti yaz günlerinde bu kadar lezzetli olabilir. Porsiyonlar ise Deniz Erbil Bey’in de yazdığı gibi çok doyurucuydu. Benim denediğim aşçı tabağındaki bamyalar pişmemiş gibi diri ve lezzetli, kuru fasulye şeker katılmışçasına tatlı ve helmelenmiş, ıspanak ise kışın Bolu’da yıllarca önce yediğim rahiyayı taşıyordu. Üstelik beş kişinin ödediği 100 TL ise fiyatların çok uygun olduğunun da bir göstergesiydi.

                Cumhuriyet Lokantası’nın müşterilerinin büyük bölümü de İstanbul yolcularına benziyordu. Anlaşılan biz geç kalmışız. Bu fiyata bu kalitede yemeğin yenildiği masanız Artun Ünsal Hoca’nın Cumhuriyet için yazısının asıldığı masa ise keyfi daha çok başka oluyor.

                Michelin yıldızlı restoranlarda yıldızların belli bir anlamı vardır. 1933 yılında konulan kriterlere göre üç yıldızlı restoranlar özel bir yolculuk yapmaya değer, iki yıldızlı restoranlar yakınından geçerken yol değiştirmeye değer ve tek yıldızlı ise yöredeki benzerleri arasında en iyi restoran anlamına geliyor. Sayın Deniz Erbil’in 23 Mayıs 2013 günlü Sabah gazetesinde Cumhuriyet Lokantası hakkındaki yazısının başlığında “Bu lokantada yemek için Edremit’e gidilir” diyor. Öyleyse, Cumhuriyet’e iki mi üç yıldız mı verecek olanlar; yolu Ayvalık olanlarla İzmir-İstanbul karayolunda Kuzey Ege’yi seçenler.

                Adres: Cumhuriyet Lokantası, İnönü Cad. No:19 Edremit/BALIKESİR

                Tel: 0266 373 10 76

                KAYNAKLAR

                Erbil, Deniz, “Bu Lokantada Yemek İçin Edremit’e Gidilir”, Sabah, 23 Mayıs 2013.

Koçel, Tamer, “4. Aile İşletmeleri Kongresi Kongre Kitabı” İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınları, Yayın No: 123, Nisan 2010.

Raif Bakova, Alternatif Turizm Ders Notları

               

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder