Batı ülkelerinde sanayi ve
finans kurumları da yeme içme işletmeleri de kuruluşları yüzyılı aşan
işyerleridir. Hem kurumsaldırlar ve hem de ürün ve hizmetleri çok kalitelidir.
Örneğin, Londra’nın bir ara sokağında kumaş ticareti yapan küçük bir işletmenin
camında 1800’lü yıllarda kurulduğu yazılıdır.
Ülkemizin yüzyıldan yaşlı
kuruluşları sınırlı sayıdadır. Genelde de helva ve şekerleme ile birkaç sanayi
firması bu gruba girmektedir. Örnek vermek gerekirse; Hacı Bekir (1777),
Şekerci Cafer Erol (1807), Tanınmış Helvacı (1875), Cemilzade (1883), Komili
(1878) ve Zeytinoğlu (1847) sayılabilir.
Sanayileşmeye Cumhuriyetten
sonra başlayan Türkiye’nin bir lokantası da yüzyıla doğru başarıyla ilerliyor:
Cumhuriyet Lokantası - Edremit. Gurme yazarlarının bir süredir örgüyle sözünü
ettiği Cumhuriyet, geleneksel Türk yemeklerini olağanüstü tatlarıyla sunuyor.
Lokanta’nın yemeklerinin yanı sıra masalarındaki beyaz örtüler hemen dikkati
çekiyor. Hele güler yüzlü garsonları ve sessizliği ile değişik bir atmosferi
olduğunu anlamak mümkün. Yemeklerde de yerel malzemeleri kullanıyorlar, tıpkı
Michelin restoranları gibi.
Cumhuriyet, Cumhuriyetimizle
yaşıt bir lokanta. Önceleri meyhane olarak işletilirken 1987’de içki servisi
–müşterileri deniz kenarına kaçtığından- kaldırılmış. Gurme deyimiyle
Osmanlı’nın ya da geleneksel Türk mutfağının onlarca yemeğini tatmak mümkün.
Yemeklerde Balıkesir ve yöresinin etleri ve sebzeleri kullanılıyor. Birçok
yemek “zeytinyağlılar başta olmak üzere” yerel en iyi zeytinyağı ile yapılıyor.
Böyle olunca da yemeklerin lezzet ve tadı zirve yapıyor.
Bugünlerde yolu Edremit’e düşen
ünlü gurme Deniz Erbil’e göre elbasan tava ve dönerin eşine rastlamak mümkün
değil. Günde yaklaşık 40 yemeğin pişirildiği Cumhuriyet Lokantası’nda ben ve
konuklarım döner ve incik denedik. Döner, gerçekten de etin ve terbiyesinin
etkisiyle olağanüstü lezzetliydi. İncik ise kemiğine dokunulduğunda dağılıyor
ve ağızda eriyordu. Kuzu eti yaz günlerinde bu kadar lezzetli olabilir. Porsiyonlar
ise Deniz Erbil Bey’in de yazdığı gibi çok doyurucuydu. Benim denediğim aşçı
tabağındaki bamyalar pişmemiş gibi diri ve lezzetli, kuru fasulye şeker
katılmışçasına tatlı ve helmelenmiş, ıspanak ise kışın Bolu’da yıllarca önce
yediğim rahiyayı taşıyordu. Üstelik beş kişinin ödediği 100 TL ise fiyatların
çok uygun olduğunun da bir göstergesiydi.
Cumhuriyet Lokantası’nın
müşterilerinin büyük bölümü de İstanbul yolcularına benziyordu. Anlaşılan biz
geç kalmışız. Bu fiyata bu kalitede yemeğin yenildiği masanız Artun Ünsal
Hoca’nın Cumhuriyet için yazısının asıldığı masa ise keyfi daha çok başka
oluyor.
Michelin yıldızlı restoranlarda
yıldızların belli bir anlamı vardır. 1933 yılında konulan kriterlere göre üç
yıldızlı restoranlar özel bir yolculuk yapmaya değer, iki yıldızlı restoranlar
yakınından geçerken yol değiştirmeye değer ve tek yıldızlı ise yöredeki
benzerleri arasında en iyi restoran anlamına geliyor. Sayın Deniz Erbil’in 23
Mayıs 2013 günlü Sabah gazetesinde Cumhuriyet Lokantası hakkındaki yazısının
başlığında “Bu lokantada yemek için Edremit’e gidilir” diyor. Öyleyse,
Cumhuriyet’e iki mi üç yıldız mı verecek olanlar; yolu Ayvalık olanlarla
İzmir-İstanbul karayolunda Kuzey Ege’yi seçenler.
Adres: Cumhuriyet Lokantası,
İnönü Cad. No:19 Edremit/BALIKESİR
Tel: 0266 373 10 76
KAYNAKLAR
Erbil,
Deniz, “Bu Lokantada Yemek İçin Edremit’e Gidilir”, Sabah, 23 Mayıs 2013.
Koçel, Tamer, “4. Aile İşletmeleri Kongresi Kongre Kitabı” İstanbul
Kültür Üniversitesi Yayınları, Yayın No: 123, Nisan 2010.
Raif Bakova, Alternatif Turizm Ders Notları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder